Tolerans kulağa hoş gelse de bağımlılık söz konusu olduğunda toleransın anlamı farklı. Alkol kullanıldığı zaman hem bedensel hem psikolojik sorunlar ortaya çıkar. Alkol kullanımıyla ortaya çıkan istenen ya da istenmeyen birtakım etkilere karşı yanıtın azalması durumuna alkol toleransı denir. Bir diğer değişle alkol kullanımında gün geçtikçe miktar artması alkol tolerans gelişimi olarak adlandırılabilir.
Alkol toleransı bireyden bireye, cinsiyet ve ırka göre değişiklik gösterebilir. Eğer alkol bağımlılığı gelişirse, alkol toleransı 8-10 katına çıkabilir. Çok kısa sürede de gerçekleşeceği gibi çok uzun yıllarda da meydana gelebilir. Tolerans bu bakımdan çok kritiktir. İki bardak içilen içkinin verdiği hoşluğu kimi zaman sonra 6-7 içki içerek sağlayabilirler. Yani alınan alkolün iki katına çıkması durumu bizler için yeterlidir. Bu sayı 8-10 katı da bulabilir. Alkol tüketmenin sonucunda bireyde gözlemlenenler birçok değişkene bağlıdır. Bireyler çok değişik ölçülerde etkilenebilir. Bir bardakla sarhoş olmak ya da şişe şişe içip hiç etkilenmemek vs. gibi. Alkol toleransını etkileyenlerin başında, doğuştan gelen genetik yatkınlığın söz konusu olduğundan bahsedilmektedir. Aynı zamanda ırklarda hatırı sayılır yer tutmaktadır. Kuzey Amerika, kuzey Avrupa insanlarında alkol toleransının oldukça yüksek olduğu gözlemlenmiştir. Bunun tam tersi olarak da uzak doğu insanlarında, sarı ırkta alkol toleransının çok düşük olduğu tespit edilmiştir. Buna bağlı olarak alkole olan yatkınlık ve bağımlılık yoğun bir şekilde gözlemlenmiştir.
Vücudun kitlesi yine alkol toleransını etkiler. Bu etkideki en önemli biyolojik etkense; alkol alındığında karaciğerde sindirime uğrar. Alkol dehidrogenaz (hücre içerisine yerleşmiş enzim) denilen bir enzim ile. Bu enzim insandan insana değişik düzeylerde olabilir ve bazı insanlar doğuştan olarak alkolü çok daha hızlı sindirmek gibi bir yeteneğe sahip olabilir. Bu gibi kişiler yüksek alkol tüketiminden olumsuz olarak etkilenmez ve alkole yatkın hale gelirler. Alkol tüketen bireylerde vücuttaki enzim kapasitesi yükseldikçe vücut daha fazla alkole ihtiyaç duymaktadır.
Davranışta, duyguların ifade edilişinde, kişilik özelliklerine de bağlı olarak insanlar alkole karşı, etkisine karşı bir takım tutumlar sergilerler. Alkolle ilk karşılaşan gençler, yüksek sesle konuşmak, kontrolsüz davranışlar içerisine girebilir. Fakat alkol içtikçe, içilince neyle karşılaşacağını bilebilen insan bir süre sonra alkolün bu psikolojik davranışsal etkilerine de tolerans geliştirir. Yani aynı etkileri yakalayabilmek için daha fazla alkole yönelim gösterebilir.
Alkol yüksek miktarlar da içildikçe riskler artmaktadır. Alkolün her şeye toleransı yoktur. Özellikle beyindeki nöronların etkilenmesi, bunama, nöropati (sinirlerdeki hastalıkları ifade eder) gibi alkol problemlerine tolerans gelişmez. Alkol toleransının yüksek olması alkol bağımlılığına yatkınlık göstergesidir.
Psikolog Feza OKTAY