istanbul Psikolog

ÇALIŞAN ANNE OLMAK

Çalışmak hayat şartlarının giderek zorlaşmasından dolayı zaten yeterince ağırdır ancak bir kadın aynı zamanda anneyse çalışan bir kadın olmak daha da zordur. Söz konusu çocuklar olduğunda her an beklenmedik şeylerle karşılaşılabilir. Gün içinde gelen telefonla çocuğunun ateşinin çıktığını ya da okulda sorun yaşadığını öğrenmek bir annenin paniğe kapılması sebep olabilir. Çalışan anneler hem evle hem de işle ilgili olarak ciddi sorumluluklar taşımakla birlikte asıl sorumluluk çocuklara karşı hissedilir. Hatta bazen bu sorumluluk annelerde bir başka olumsuz duyguları beraberinde getirebilir:
 

Panik ve Suçluluk Duygusu
Çalışan anneler çok iyi bilir ki çocuklarına vakit ayırmakla ilgili olarak genellikle sorunlar yaşar. Bu sorunlarla başa çıksalar da çıkamasalar da ağırlıklı olarak yaşanan duygu panik ve suçluluk duygusudur.

Özellikle çocuklarının doğumundan kısa süre sonra işe dönmek zorunda kalan annelerin yaşadığı duygu durumu budur. Tam tersi bir biçimde çocuklar doğduğunda çalışmayan ama sonra çalışmak zorunda kalan annelerde de bu duygu gelişmektedir.
Elbette zamanının çoğunu çocuğuyla geçirmek varken işe başlamak ve uzun sürelerle çocuklardan ayrı kalmak çok sevimli bir durum değildir. Ancak gerekliyse bu duyguyla başa çıkmanın yollarını bulmak gerekir.
Çalışan annelere baktığımızda yaşadıkları sorunlar;
 

  • Annenin işten eve dönüşünde trafik yada yoğun çalışma saatleri nedeniyle ortaya çıkan gecikmeler ve buna bağlı stres.
  • Eve dönüşlerde önceliğin alışverişe ve yemek pişirmeye verilmesi.
  • Bu sürelerde çocukla yeteri kadar ilgilenilmemesi.
  • Eve dönen annenin aslında kendisinin de çok yorgun olması ve dinlenme için fırsat bulamaması.
  • Genellikle annenin yükünü paylaşacak insanların sadece çocuk bakımıyla ilgileniyor olmaları ve ev düzeninde bütün yükün yine annenin sorumluluğunda kalması
  • Çocukların yetiştirilmesi sırasında ve ev içi görevlerde babanın çok aktif olarak rol almaması.
  • Kadının işi konusunda yerine getirmesi gereken yükümlülüklerin çok ciddiye alınmaması ve gerekirse işten ayrılmasının bekleniyor olması.

 

Zamanı İyi Yönetmek
Çalışan bir annenin en büyük takıntısı çocuğuna yeterince zaman ayıramadığını düşünmesidir. Bu düşünceyle suçluluk duyguları geliştirebilir. Çalışmakla çocuğuna ait olan, çocuğunun hakkı zamanı ondan çaldığına inanır.
Bir kadın aldığı eğitim doğrultusunda iş hayatı içinde yer aldığında aslında müthiş bir kendine güven, doyum, üreten bir birey olmanın verdiği hazzı yaşar.

Buna karşılık çalışmayan bir kadın ise, diplomasının hakkını verememenin sıkıntısıyla ve üzerine yüklenen rutin ev işleri nedeniyle çoğu zaman gergin bir ruh hali içindedir.

Bu gerginliği de zaman zaman olumsuz biçimlerde çocuğuna yansıtabilir. Bilinçaltında çalışamamasının nedeni olarak çocuğunu görmektedir.
Bazı durumlarda annelerin yaşadıkları suçluluk duygusunu kendilerince telafi etmek amacıyla çok fazla hediye aldığı ve çocuğuna veremediğini düşündüğü zamanı ve sevgi boşluğunu bu şekilde doldurmaya çalıştığı görülür. Aynı şekilde bu suçluluk duygusu içinde çocuğunu aşırı şımartan, her istediğini yapan, çocuğun kaprislerine boyun eğen anneler olduğu da bilinmektedir. Oysa, çocuğun istediği ne şımartılmak, ne de sınırsız hediyelerdir. Onun istediği sadece annesiyle zaman geçirmek ve birlikte olmaktır.
Annenin ev işi yaparken, yemek pişirirken çocuğuyla konuşması ve onun yanında bulunmasına izin vermesi bile aslında bir beraberliktir. Bu süre boyunca, birbirleriyle sohbet etmek, gün içinde yaşadıklarını paylaşmak çocuk açısından yeterli ilgilenilme duygusunu sağlar.
Aslında, burada bütün mesele zamanı yönetebilmek ve iyi kullanabilmektir. Programlı davranabilen bir anne, çalışsın yada çalışmasın zamanı doğru kullanmasından dolayı yaşantısının genelinde oldukça verimli olacaktır. Özellikle çalışan anne için zamanı yönetebilmek çok önemlidir. Böylelikle çocuğuna, eşine, kendisine, evine ve işine yeterli ve gerekli zamanı ayırabilecektir.
Programlı yaşamayı benimseyerek uygulayabilen bir anne, çocuğuyla ve çevresiyle olan ilişkisinde, olumsuz duygulardan yavaş yavaş uzaklaşacaktır.
Öneriler

  • Çalışan annelerin çocuklarına yeterince zaman ayırma konusunda önemli olan, ne kadar zaman değil nasıl zaman geçirildiğidir. Çocuklar açısından birlikte geçirilen zamanın süresi önemli değildir.
  • Beraber paylaşılan zaman süresince birlikte yapılan etkinlikler ve paylaşımın kalitesidir. Örneğin işten eve gelen anne, yemek yapma telaşındayken, kendisiyle ilgilenmesini isteyen çocuğuna, ‘git başımdan, çok işim var’ demek yerine, çocuğunu mutfakta yanına alarak onun bir takım faaliyetler yapmasına fırsat verip kendisi de sözel olarak ilgilenerek aslında bir çeşit aktif katlımda bulunmuş olur. Bu durumda çocuk, hem annesiyle birlikte olup hem de kendisiyle ilgilenildiğini hisseder.
  • Çocukla birlikte olmak özellikle onun seveceği bazı faaliyetleri, resim yapmak, spor yapmak, oyun oynamak, beraber bir film izlemek, parka ya da alış verişe gitmek gibi özel olarak paylaşılan aktiviteleri beraber yapmak demektir. 
  • Ödev ya da ders bu sayılanlardan farklı bir eylemdir ve akşama kadar annesini özlemiş bir çocuk karşısında biröğretmen değil bir anne görmek ister.
  • Ailelerin yaptığı bir başka yanlış ise, çocuklarıyla zaman geçirmeyi bir iş olarak görmek ve bunu bir koşula bağlamaktır: ‘Ben gelmeden önce ödevlerini bitirirsen seninle oyun oynarım.’ gibi bir yaklaşım bu işi görev olarak gördüğünüzü ve aslında çok da hevesle yapmadığınızı hissettirir.