Çocuklardaki Disleksi Tedavisi

Çocuklardaki Disleksi Tedavisi

ÖZEL ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ (ÖÖG) NEDİR?

    Öğrenme doğumla birlikte başlayan ve yaşam boyu devam eden bir süreçtir. Okullardaki eğitim-öğretim çalışmalarına katılan ve bu eğitimin başlangıcına kadar belirgin bir “bilgi alma ve kullanma” problemi olmadığı düşünülen her çocuğun, okulda başarılı olacağı varsayılır. Ancak, bir sorun gözlenemediği halde okul yaşantısının başından itibaren öğrenmeye ilişkin sorunlar yaşayan pek çok çocuk vardır. Öğrenmeye ilişkin yaşanan sorunların ve okul başarısızlığının altında birçok neden bulunmaktadır. Geçmiş yıllarda bu sorunların daha çok, okula, aileye, çevresel-kültürel etkenlere, geçmiş yaşantılara ve çocuğun yapısal özelliklerine bağlı olduğu düşünülmekteydi. Ancak 1940’ların başından itibaren bunlardan farklı bir grubun varlığı fark edilmiştir.  Zihinsel yetersizlik, sosyal/kültürel yoksunluk ve olumsuz çevresel faktörler etkili olmaksızın akademik başarıyı olumsuz etkileyen; öğrenmeye, okuma-yazma ve aritmetik becerisine ilişkin bu güçlükler, “özgül öğrenme güçlüğü” adı altında ayrı ve yeni bir başlıkta değerlendirilmeye başlanmıştır.

           Özgül öğrenme güçlüğü (ÖÖG); bireysel olarak uygulanan standart testlerde, kişinin kronolojik yaşı, ölçülen zekâ düzeyi ve aldığı eğitim göz önünde bulundurulduğunda, dinleme, konuşma, okuma, yazma, sonuç çıkarma veya matematiksel yeteneklerin kazanılmasında belirgin güçlük olarak tanımlanan heterojen bir bozukluktur

DİSLEKSİ (OKUMA BOZUKLUĞU) NEDİR?

     Okuma bozukluğu (disleksi); “bireyin kronolojik yaşı, ölçülen zekâ düzeyi ve yaşına uygun olarak aldığı eğitim göz önünde bulundurulduğunda, doğru okuma, hız ya da okuduğunu anlamada, beklenenin önemli ölçüde altında tespit edilen okuma başarısı” olarak tanımlanmaktadır. Tanımdan da anlaşıldığı gibi, okuma güçlüğü; sadece yanlış ya da hatalı okuma değil, aynı zamanda, okumanın yavaşlığı ve okuduğunu anlama ve anlatabilme becerisindeki yetersizlik olarak da görülebilmektedir

  Okuma güçlüğü, özgül öğrenme güçlüğünün neredeyse yarısını oluşturan, okul çağı çocuklarının % 10-15’inde görülen, erkeklere daha fazla rastlanan ve “disleksi” olarak da adlandırılan alt gruptur.

OKUMA NASIL GERÇEKLEŞİR?

     Okuma, “sözcüklerin duyu organları yoluyla algılanıp anlamlandırılması, kavranması ve yorumlanmasına dayanan zihinsel bir etkinliktir”  ve görme, hatırlama, seslendirme ile değerlendirme gibi çeşitli eylemleri içermektedir. Okumanın gerçekleşmesi ise dikkat, algılama bellek, anlama, akıl yürütme, fonolojik farkındalık, kodlama becerisi, genel zekâ gibi birbirleriyle ilişkili pek çok bileşenin, birlikte ve koordineli çalışması ile gerçekleşmektedir. Okuma, yazının algılanması ile başlayıp, harflerin tanınıp ayırt edilmesi, kelime olarak yeniden birleştirilmesi ile devam eden ve içeriğin kavranması (anlama) ile de son bulan bir süreçtir Ancak okuma için kelime tanıma, anlama gibi en az iki bileşenin düzgün işlemesi gerekmektedir. Yazılı kelimeyi tanıma ve telaffuz etme olarak tanımlanan kelime tanımanın gerçekleşmesi için basılı sembolleri (harfleri) anlamlı bilgiyi temsil eden seslere çevirmek gerekmektedir. Daha yüksek bilgi işleme düzeyi gerektiren kavrama ise, konuşulan dili anlama becerisidir. Hem dinlediğini hem de okuduğunu anlamayı kapsar ve kişinin okuduğunu anlaması için, akıp giden metin içindeki kelimeleri tanıması ve belleğinde anlamını birleştirebilmesi gerekmektedir. Okuma eyleminin bir değer taşıyabilmesi için anlama ile sonuçlanması gerekir, aksi halde okuma hiçbir işe yaramayan mekanik bir eylem haline gelmektedir.