Hepimiz zaman zaman stresli yaşam olayları karşısında veya bir tehlikeli olaylar sebebiyle korkular yaşayabiliriz. Bu tip korkular bizi tehlikeden korunmamız ya da stresle baş edebilmemiz için eyleme geçirir. Böyle durumlarda korkularımızın sebebini biliriz ve mantıklıdır, akla uygunluk gösterir ve zamanla geçer. Ancak kaygı bozukluğu yaşayan kişiler kaygılarının sebebini bilmezler ya da bilseler bile kaygıları yaşadıkları durumla uygunluk göstermez, mantıklı değildir. Kaygı bozukluğu olan kişiler sürekli kötü bir haber alacakmışçasına huzursuz ve endişe içindedir. Zaman zaman hastalığın belirtileri hafiflemekte ve tekrar artmaktadır. Kaygı bozukluğu yaşayan kişilerin belirtilerin artmasıyla eğitimleri, mesleki çalışmaları, günlük yaşamlarını olumsuz etkilemeye başlar.
Toplumda görülme sıklığı % 3 – 6 arasındadır ve kadınlarda erkeklere oranla iki misli daha fazla görülmektedir.
Başlangıç yaşı ergenlik ye da erken yetişkinlik olmakla birlikte 25-30 yaşlarında belirtilerini göstermeye başlar.
Oluş nedenleri kesin olarak bilinmemekle birlikte kalıtsal etkenler, stresli yaşam olayları, çevresel faktörler ve kişilik özellikleri etkin olabilmektedir.
Bu hastalığa depresyon, madde bağımlılığı, panik atakları eşlik edebilmektedir.
Kaygı bozuklukları hem fiziksel hem psikolojik belirtilere sebep olabilir. Bazen fiziksel problemler ön planda görüldüğü için yapılan tedavilerle sonuç alınamamakta ve bozukluğun tanı ve tedavisi gecikmektedir.
Kaygı bozukluklarının belirtileri;
Çabuk yorulma
Terleme
Bedenin çeşitli yerlerinde özellikle başta ve kaslarda ağrılar
Baş dönmesi
Ağız kuruluğu
Kalp çarpıntısı
Boğulma hissi
Uyku bozuklukları
Huzursuzluk
Dikkatte ve düşüncelerde odaklanma sorunları
Kendini dünyaya yabancı hissetme
Tedavisinde ilaç kullanımı ve eş zamanlı psikoterapi faydalı olmaktadır.
Uzm. Psikolog Semra EVRİM